ON KÜÇÜK ZENCİ
Öncelikle
şunu belirtmek isterim ki, aslında ben bu tarz kitapları okumam. Cinayet ve suç
romanlarını sevmem çünkü. Ama bu kitap tüm ön yargılarımı yıktı. On Küçük Zenci,
Agatha Christie’nin okuduğum ilk kitabıydı. Kesinlikle hayatımda okuduğum en
iyi beş kitap sıralamasına girebilir. Eğer siz de bu tarz kitapları
seviyorsanız yaşınız kaç olursa olsun kesinlikle okuyun derim. Sevmiyorsanız da
benim gibi yapın, kitaba bir şans verin.
Kitabın konusuna
gelirsek; her birinin gizledikleri ve korktukları sırları olan on kişi, son
zamanlarda çok meşhur ve gizemli olan Zenci Adası'ndaki büyük bir malikaneye
çeşitli sebeplerle davet edilirler. Ancak bir sorun vardır, hepsini farklı
sebeplerle adaya çağırmış olan U. N. Owen ortalıkta değildir. Geçmişteki
karanlık sırlarından başka hiçbir şeyleri olamayan bu insanlar Zenci Adası’nda
tutsak kalırlar. Ve birer birer ölmeye başlarlar…
Garip olan
şudur ki ölenler her birinin yatak odasında bulunan bir tekerlemedeki gibi
ölmeye başlarlar. Tekerleme aynen şöyledir:
"On küçük zenci yemeğe gitti,
Birisinin lokması boğazında kaldı ve kaldı dokuz.
Dokuz küçük zenci çok geç yattı,
Sabah biri uyanamadı, kaldı sekiz.
Sekiz küçük zenci Devon'da geziye çıktı,
Biri kayboldu, kaldı yedi.
Yedi küçük zenci odun kırdı,
Biri baltasıyla kafasını yardı, kaldı altı.
Altı küçük zenci kovanla oynadı,
Bir yabanarısı, içlerinden birini soktu, kaldı
beş.
Beş küçük zenci mahkemeye gitti,
Biri idam cezası aldı, kaldı dört.
Dört küçük zenci denize gitti,
Birini balık yuttu, kaldı üç.
Üç küçük zenci hayvanat bahçesine gitti,
Birine ayı sarıldı, kaldı iki.
İki küçük zenci güneş altında oturdu,
Birini güneş çarptı, kaldı bir.
Bir küçük zenci tek başına kaldı.
Gidip kendisini astı
Ve hiçbiri kalmadı"
Kitabın orijinal
adı “And Then There Were None ( Ve Sonra Hiçbiri Kalmadı)”. Sonradan “ Ten Little Niggers ( On Küçük
Zenci)” olarak değiştirmişler. Kim yaptıysa eline sağlık, bence tam da yerinde
olmuş.
Kitapta en
sevdiğim detaylardan biri ise klasik gerilim unsurlarında uzak oluşuydu.
Normalde sorunlu evler hep eski, kapıları gıcırdayan evler olurken hikayenin
geçtiği yer son derece modern, yeni ve konforluydu.
Ayrıca evin
oturma odasında on küçük zenci biblosu var ve her biri öldüğünde bir biblo
esrarengiz bir şekilde kırılıyor. Çok iyi değil mi?
Kısacası
kitabı çok sevdim. Elimden bırakamadım,
iki günde bitti. Son derece açık, anlaşılır, doğrudan sonuca giden ve aynı
zamanda şaşırtıcı bir eserdi. Konunun kusursuz denebilecek kadar mantıklı bir
açıklaması vardı. Ben Agatha Christie’nin diğer kitaplarını da okumayı
düşünüyorum ve size de öneriyorum.
Bloğuna mail abonelik butonu eklersen daha rahat takip edebiliriz:)
YanıtlaSilButonu eklemeyi deniyeceğiz, eğer bizi güncel olarak takip etmek istersen instagramdan tavsiyehatti nı takip edebiliesin :)
Silinstagram kullanmıyorum. çok nadiren paylaşım yapıyorum. vaktim olmuyor. Mail olarak gelen yeni yayınları müsait oldukça okuyorum. böylelikle yayın kaçırmamış oluyorum.
Silbuton eklendi
Sil